Sayfalar

14 Eylül 2012 Cuma

İskoçya günlerimiz IV - Stirling


Stirling Robert de Bruce - William Wallace anıtı
28 Ağustos: Bugün zamandan kazanmak için önce bir müze gezmeye sonra da Stirling'e geçmeye karar veriyoruz. Saat 11 gibi Royal Mile üzerindeki Edinburgh Müzesine geliyoruz. Müze ya da müzecik desek daha doğru, Edinburgh'a özel. 1 saat içerisinde gezip bitiriyoruz. Eski zamanlarda bu güzelim şehirde hijyen denen bir şey yokmuş. Gece 10'dan sonra sokaklar kanalizasyona dönermiş. Evlerin pencerelerinden atıkları atarlarmış. Gece o saatte sokakta iseniz vay halinize. Hatta topuklu ayakkabıların bile bu sebepten doğduğunu anlattılar, pisliklere basmamak için. Bu kadar güzel bir şehri, böyle güzel yapıları bununla bağdaştırabilmek çok zor. Sonra salgın hastalıkların bu alışkanlıkları ile ilgisi olduğunu bulmuşlar da herkes bir rahata ermiş:) Eski resimlerde sokaklar çamur gibi görebiliyorsunuz ve bir an için unutmak istiyorsunuz.

William Wallace Anıtı
Stirling'e her saat başı otobüs var bu nedenle 12'deki otobüse yetişiyoruz dönüş  ise en geç 5:10 gibi. Otobüs şoförüne en yakın durağı soruyoruz o da bize çok akıllıca önce William Wallace anıtını ziyaret edin sonra Stirling Castle diyerek güzel bir program yapıyor. Cesur yürek filmini çok sevmiştim. Gerçek William Wallace kızıl ve iri yarı bir adammış. Olsun ben onun Mel Gibson versiyonunu da sevdim. Mel Gibson bir gün Stirling'i gezmiş ve hikayeyi duyunca filmini yapmak istemiş. Gerçekten Mel Gibson'u çok kıskandım. İnsanın düşüncelerini gerçeğe dönüştürecek kadar özgür olması güzel bir şey. Gerçekten uğruna savaşmaya değecek kadar güzel topraklar. William Wallace ise krallar gibi asalet ünvanı olmayan ve adına bu kadar büyük anıt dikilen dünyadaki ender kişilerden biriymiş. Anıt gerçekten çok büyük. Küçük bir patika yoldan anıta doğru tırmanıyoruz. Anıtın bahçesinde biraz mola verip, Stirling Manzarasının keyfini çıkarıyoruz. Anıtın içinde 246 dar merdiven var. 3 ara salon. Salonlarda ise soyluların büstleri ve William Wallace kılıcı var. 

Anıtın terası, feci rüzgar alıyor
Anıtın en tepesinde ise durabilmek neredeyse imkansız, öyle bir rüzgar esiyor ki tutuna tutuna durabiliyoruz. Bugüne kadar uçakların havada nasıl durduğunu hep merak etmiştim bir merakım daha gitti o kadarcık mesafede öyle rüzgar var ki yukarısı kim bilir nasıl esiyor. Bizi de anıttan uçuracaktı neredeyse. William Wallace'a doyamadan Stirling Castle için yola çıkıyoruz. Bahar kapının önünde servis bulunca kestirmeden aşağı iniyoruz. Yolumuz yine de uzun. Stirling Castle ise diğer tepenin üzerinde. Bu kez kaleyi gezmeyeceğiz dışarıdan bakıp bol resim çekeceğiz. Benim 3. kale gezim ve nihayet farkına vardım ki kaleye dışarıdan bakmak en muhteşemi... İçeride iken o haşmetin farkına varamıyorsunuz. Stirling Castle bahçesinde Robert de Bruce heykeli var. Bir tepede Robert de Bruce, karşı tepede William Wallace anıtı işte bu manzaranın tadına doyum olmuyor.. Sadece bunun için bile Stirling'e gidilebilir. Bahçede Turizm bürosu Salı akşamı İskoç halk oyunları ve gayda var diyor. Hava güneşli, biz de kalmaya karar veriyoruz. Önce Edinburg'a ulaşımı soruyoruz çünkü son otobüsü kaçırıyoruz hali hazırda gösteri saat 19:30 da başlıyor. Tren 11'e kadar var diyorlar. Biz de gösteri saatine kadar Stirling Castle civarında turluyoruz. Hemen yakındaki The Portcullis inn'e kahve içmek için giriyoruz.  Yanımızda duran Alec buranın steak'i çok meşhur deyince dayanamıyoruz hemen sipariş veriyoruz. Kesinlikle muhteşem. En güzel günlerimizden birini yaşıyoruz. Karnımız tok, hava güneş, kalenin bahçesine geri dönüyoruz. Önce minik öğrenciler İskoç halk oyunlarından gösteri yapıyorlar, sonra ise polis bandosu müzik ziyafeti çekiyor. Uzun zamandır bu kadar mutlu olduğumuzu hatırlamıyorum. Gösteriden sonra Edinburgh'a trenle dönüyoruz. Gece 10 gibi Merkezdeyiz. Evin yolunu tutuyoruz.


İskoç halk gösterisi - Stirling Kalesi bahçesi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder